Vaka 5: İLAÇ İSTEMİYORUM, KONUŞACAK BİRİ İSTİYORUM
Psikolojik vaka analizi örneği Çvr. Betül KÜRE tarafından Türkçeye “Wright, B., Dave, S., & Dogra, N. (2017). 100 cases in psychiatry. CRC Press.” adlı kaynaktan çevrilmiştir.
Burada yazılanlar tavsiye niteliği taşımamaktadır.
Danışanın Öyküsü
36 yaşında mesleği borsacı olan kadın, ruh haliyle ilgili yardım talebiyle başvurmuştur. Kendisini çok stresli hissetmekte ve işlerini yaparken zorlanmaktadır. Çok stresli bir ortamda çalışmaya alışkındır ancak artık tükenmiş hisseder ve işini kaybetmekten endişelenir. Dokuz ay önce 6 yıllık erkek arkadaşından ayrılmış ve o zamandan beri yalnızdır. Flörte ve ilişkilere pek ilgi duymaz ancak günübirlik cinsel ilişkilere girmekte ve bu da onun daha kötü hissetmesine neden olmaktadır.
İşi nedeniyle erkek arkadaşını ihmal ettiği için kendini suçlu hisseder ancak aynı zamanda kendisini terk ettiği için ona karşı öfke duyar. Her gün ağlayarak uyur ve erkenden uyanır.
Hiçbir şeye ilgi duymamaktadır ancak yorgun hissetmesine rağmen kendini işe gitmeye zorlar, böylece hafta sonunu yatakta geçirebilmektedir. Fiziksel görünümünden nefret etmekte, çok kilolu olduğunu düşünmektedir. Birilerine bağlanmaya çok meyilli ve ilgi meraklısı olduğuna inandığı için kişiliğinden nefret ettiğini belirtmektedir.
Zamanın akıp gitmesi onu korkuttuğu için geleceğe dair umutsuz hisseder. Erkek arkadaşıyla yaşadığı tıbbi gebelik sonlandırması nedeniyle kendini çok suçlu hissetmekte ve kürtaj yaptırdığı için kendini asla affedemeyeceğini düşünmektedir.
Önemli bir tıbbi öyküsü yoktur. Herhangi bir ruh sağlığı sorunu sebebiyle bugüne kadar resmi olarak yardım almamıştır ancak yıllardır öz güven sorunu yaşadığını hissetmektedir.
Annesiyle yakın ve onu her gün ziyaret eder. Kendisi 13 yaşındayken babasının aileyi terk ettiğini söylemiştir. İki erkek kardeşi babayla barışmış olmasına rağmen görüşmeyi reddetmiştir. O zamandan beri karamsar bir insan olduğunu düşünmektedir. Arkadaşlarının ve meslektaşlarının kendisini eleştirel, mizahtan yoksun bir kişi olarak algıladığını düşünür.
Geçmişte kısa süreli bir bilişsel davranış terapisi (BDT) almış olmasına rağmen terapinin tatmin edici olmadığını çünkü babası ve çözülmemiş olduğunu düşündüğü diğer geçmiş meseleler hakkında konuşmak isterken daha çok bugüne odaklandığını belirtir.
Kendi dairesinde tek başına yaşamaktadır. Hafta sonları iki şişe şarap içer ancak bunu bir sorun olarak görmez. Sigara ve uyuşturucu kullanmamaktadır.
Psikolojik Durum Muayenesi
Şık giyimli ve hafif makyajlıdır. Uyumlu ve oldukça saygılıdır. Konuşması anlaşılırdır ancak kürtajdan bahsederken hıçkırarak ağlamaktadır. Erkek arkadaşı hakkında konuşurken belirgin bir şekilde üzüntülü görünmektedir. Babası hakkında konuşurken öfkeli görünmektedir. Umutsuzluk, suçluluk ve değersizlik düşüncelerini açıkça dile getirir. Ruh hali düşüktür ancak kendine zarar verme düşüncesi yoktur. Çok iyi bir içgörüye sahip ve belirtileriyle ve bunların altında yatan kişilik sorunlarıyla başa çıkma ihtiyacını kavrayabilmektedir. Her türlü desteğe açıktır. Ancak ilaç kullanmamayı tercih etmekte ve konuşma terapisi talep etmektedir.
Sorular
- Danışana hangi psikolojik terapiyi önerirdiniz/uygulardınız?
- Psikodinamik terapinin bu vakadaki rolünü nasıl açıklarsınız?
Cevap
Danışan, 2 yıldan uzun süredir devam eden uyku bozukluğu ile birlikte düşük ruh hali, yorgunluk, umutsuzluk, suçluluk ve değersizlik düşünceleri ile başvurmaktadır. Bunlarla birlikte uzun süredir devam eden karamsarlık ve düşük özgüven durumu da mevcuttur. En az 2 yıllık distimi (düşük doz depresyon) ile seyreden orta dereceli bir depresif dönemden geçiyor olabilir ancak bunun altında yatan distiminin de göz önünde bulundurulması gerekir.
Distiminin üzerine eklenen depresif dönem çifte depresyon olarak adlandırılır. Ulusal Sağlık ve Bakım Mükemmelliği Enstitüsü kılavuzu depresyon için BDT’yi önermektedir. Ancak kılavuzda ‘psikodinamik psikoterapinin depresyonla birlikte görülebilen karmaşık komorbid hastalıkların tedavisi için düşünülebileceği’ belirtilmektedir.
Danışan hayatında bazı kayıplar yaşamıştır: babası, doğmamış bebeği, erkek arkadaşı ve şimdi de muhtemelen işi. Değişmeye isteklidir ve psikolojik olarak bilinçlidir, bu durum sorunlarının altında yatan psikolojik nedenlerin farkında olduğunu göstermektedir. Bu da onu psikodinamik terapi için iyi bir aday konumuna getirmektedir.
Psikodinamik terapinin temel özelliği, mevcut belirtileri geçmiş deneyimler ışığında anlamaktır. Hipotez, geçmiş ilişkilerden kaynaklanan çözülmemiş çatışmaların (örneğin bu vakada babasıyla olan ilişkisinde) kaygı oluşturduğu yönündedir. Bu kaygıyı önlemek için bilinç dışı zihin, bilinçli zihinde başa çıkılması çok zor olan kaygı uyandırıcı düşünce ve duyguları savuşturan stratejiler geliştirir. Bu stratejiler psikolojide savunma mekanizmaları olarak bilinir. Bu tür stratejiler ölçülü kullanıldığında etkili olabilir (ve kısa vadede çok faydalı olabilir) ancak aşırı kullanıldıklarında psikopatolojiye yol açabilirler. Örneğin inkar savunma mekanizması bireyin gelişimsel olarak ilerlemesini engelleyebilir veya alkol kötüye kullanımı gibi diğer ödünleyici sorunları maskeleyebilir.
Psikodinamik yaklaşım, geçmiş travmatik deneyimler, savunma mekanizmaları ve mevcut belirtiler arasında bağlantılar kurulmasını sağlar. Bu sürece, danışanın herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan özgürce konuşmasını sağlayan serbest çağrışım yapması teşvik edilerek yardımcı olunur. Serbest çağrışımın önündeki engellerin belirlenmesi, acı verici materyalin bilinçli zihinden uzaklaştırılmasına yol açan inkar veya bastırma gibi savunma mekanizmalarının tanımlanmasına yardımcı olur. Analiz, danışanın kendi hayatındaki önemli kişilerle ilgili duygu ve inançlarını terapiste aktardığı aktarım anlayışıyla da desteklenir. Terapist edilgen ve tarafsız kalarak hastanın özgürce konuşmasını kolaylaştırır.
Psikodinamik terapi bireysel veya grup ortamında sağlanabilir. Psikanaliz, kişiliğin değişmesine yol açan belirtilerin altında yatan bilinç dışı süreçlere ilişkin ayrıntılı bir içgörü geliştirmeye odaklanan kapsamlı bir terapidir. Seanslar günlük olarak veya haftada birkaç kez yapılır ve 2 yıldan fazla sürebilir. Öte yandan kısa süreli psikodinamik terapi, genellikle 20 seanstan fazla olmamak üzere, zaman açısından sınırlıdır ve belirli bir soruna, örneğin bu vakada kayıp temasına odaklanır.
Önemli Noktalar
- Psikodinamik terapi, kişilik sorunları gibi komorbid karmaşıklıkları olan duygudurum ve anksiyete bozukluklarında faydalıdır.
- Geçmiş deneyimler ışığında mevcut belirtilerin anlaşılmasını kapsar.
- Savunma mekanizmaları kaygıyı önlemek için ortaya çıkan bilinç dışı stratejilerdir; ancak uzun vadede psikiyatrik belirtileri daha da kötüleştirebilir.
Çvr. Betül KÜRE tarafından Türkçeye “Wright, B., Dave, S., & Dogra, N. (2017). 100 cases in psychiatry. CRC Press.” adlı kaynaktan çevrilmiştir.
Bizi Instagram‘dan takip edin!
Youtube’dan takip edin!
Akademik Psikoloji Çeviri Hizmetimiz ile ilgili bilgi almak için tıklayınız.
Kitap Çevirisi Hizmetimiz ile ilgili bilgi almak için tıklayınız.
Profesyonel Çeviri Hizmeti almak & Özel İngilizce Dersi Almak için İletişime Geç!
Psikodinamik Terapi ve Psikanaliz: Kökenleri ve Uygulama Alanları
Psikodinamik terapi ve psikanaliz, insan zihninin derinliklerine inen, kökenleri Freud’a dayanan terapi yöntemleridir.
Psikodinamik Terapi Nedir?
Psikodinamik terapi, psikodinamiğe dayalı bir terapi yaklaşımıdır. Psikodinamiğe göre, insan davranışları ve duyguları bilinç dışındaki iç çatışmaların bir sonucudur. Psikodinamik terapi, bu iç çatışmaları çözmeye odaklanarak kişinin duygusal ve zihinsel sağlığını iyileştirmeyi amaçlar.
Psikanaliz Nedir?
Psikanaliz, Sigmund Freud tarafından geliştirilen bir terapi ve insanın iç dünyasını anlama yöntemidir. Freud’a göre, insan davranışları ve duyguları bilinç dışındaki dürtülerin etkisi altındadır. Psikanaliz, kişinin bilinçaltındaki dürtüleri keşfetmesine ve anlamasına yardımcı olarak içsel uyumunu artırmayı hedefler.
Psikodinamik Terapi ve Psikanaliz Nasıl Yapılır?
Psikodinamik terapi ve psikanaliz, genellikle düzenli terapi seansları şeklinde yapılır. Bu seanslarda, terapist ve danışan arasında güvenli bir ortam oluşturulur ve hasta, düşüncelerini ve duygularını özgürce ifade edebilir. Terapist, hastanın ifadelerini analiz ederek bilinç dışındaki iç çatışmaları anlamaya çalışır ve danışana bu çatışmaları çözme konusunda destek olur.
İlk Kim Psikanalizi Geliştirdi?
Psikanaliz, Sigmund Freud tarafından geliştirilmiştir. Freud, insan davranışlarının ve duygularının bilinç dışındaki dürtülerin etkisi altında olduğunu savunmuş ve psikanaliz aracılığıyla bu dürtüleri anlamaya çalışmıştır. Freud’un çalışmaları, psikanalizin temelini oluşturmuş ve günümüze kadar birçok psikoterapi yönteminin gelişmesine yol açmıştır.
Psikodinamik terapi yaklaşımı ve psikanaliz, insanın iç dünyasını anlama ve iyileştirme konusunda önemli terapi yöntemleridir. Bu yazıda, psikodinamik terapinin ve psikanalizin ne olduğunu, nasıl yapıldığını ve ilk kim tarafından geliştirildiğini inceledik. Bu terapi yöntemleri hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız uzman bir terapiste danışabilirsiniz.